Bu iki düşünür arasındaki en temel bağ benzer düşünsel kişilik bağı olmuştur; ve her ne kadar Schopenhauer’in Nietzsche’nin felsefesinin daha sonraki dönemleri üzerindeki etkisi her zaman olumlu olmasa ve çoğu zaman belirsiz gibi görünse de hiçbir zaman daha az gerçek olduğu söylenemez. The traditional categories of tragedy are nearly destroyed in the deepened subjectivities of Romanticism of the 19th-century German philosophers, Arthur Schopenhauer and his disciple Friedrich Nietzsche. Apolloncu eğilim bir düş, Dionysosçu eğilim bir derin coşku ya da sarhoşluk halidir. Schopenhauer’in görüşü Nietzsche’nin görüşünün tam tersidir. O umutsuz yaşamayı göze alacak kadar güçlüdür. Nietzsche duygudaşlığı alçakgönüllülük ve fedakârlık gibi sözde erdemler arasına sokar. Daha sonra Nietzsche Bâle’de filoloji kürsüsüne geçtiğinde açık niyeti Schopenhauer felsefesinin ruhunu filolojiye aşılamaktı. Nietzsche ile Schopenhauer arasında güçlü bir bağ ve de bir uçurum vardır. Nietzsche Nietzsche & Schopenhauer On Compassion Timothy J. Madigan explains the crucial distinction between compassion and pity. Kitap kendisi için yeniydi ve hemen onu alıp eve götürdü. Apollon ile simgeleştirilen eğilim dışavurumunu deyiş yerindeyse bütün durağan sanatlarda bulur. Ekim 1865 ile Ağustos 1867 arasındaki bir dönemde, o zaman henüz Leipzig Üniversitesi’nde bir filoloji talebesi olan Friedrich Nietzsche bir eskici dükkânında Die Welt als Wille und Vorstdlung’un bir nüshasını buldu. In place of God, the good, reason, soul, or heart, Schopenhauer installs the will, as reality’s true inner nature, the metaphysical to everything physical in the world. But art, he says, must demand purity within its own sphere. En çarpıcı olanlarından biri hakikate biçilen değerle ilgilidir. Bu kuşkusuz kısmen Nietzsche’nin sanat teorisine ve sanat eleştirisine müspet katkılarının zamanca erken ortaya çıkmasından kaynaklanır; fakat daha sonra da Schopenhauer’den kopuşu bu sahada kolay kolay hissedilmez. Buna karşılık Dionysos’un simgelediği eğilim müzikle ilgili sanatlar ile lirik şiir ve özellikle müziğin kendisi gibi duygusal sanatları içine alır. Download PDF. Hakikate dair bir bilgi değerli olan pek çok şey için ölümcül olurdu. Hiçbir zaman bunları genel olarak evrene uygulamaya kalkmamıştır; ve her ne kadar böyle bir girişimde bulunmuş olsaydı neticede Schopenhauer ile aynı sonuçlara varacak olsaydı da, bir kimsenin isminin bile bile yapmaktan geri durduğu bir şeyle anılmak istenmesindeki bu ısrarın nedeni anlaşılamamaktadır. Save my name, email, and website in this browser for the next time I comment. It would not be misleading to say that at the time he wrote The Birth of Tragedy, Nietzsche was so steeped in Schopenhauer that he perceived whatever he perceived through the lens of Schopenhauerian distinctions and categories.Certainly it is hard to make sense of the concepts of the Apollonian and Dionysian, and many other insuf- ficiently explained … (1975) | Türkçe Altyazılı, Yaşamın Hammaddesi Zaman / Bir Kullanma Klavuzu (Bir Kullanma Kılavuzu) – Stefan Klein. İnsan zayıflığı bakımından acınacak durumda olan zavallı bir yaratıktır, sağlıklı bir hayvan bile değildir. Nietzsche’yi özellikle Schopenhauer’e çekmiş görünen şey gelenek ve kamuoyu baskısından tam ve esaslı bağımsızlıktı ve onun eserlerini genellikle dışarıdan gelen etkilere karşı özenle koruduğu özgürlük nedeniyle över. Sonuncusu onun duygu gücünü tasarım formuyla örtmeksizin doğrudan iradeyi dışa vurur. Unzeitgemässe Betrachtungeni [Mevsimsiz Düşünceler] yazmaya başladığında, bunlardan birine Schopenhauer als Erzieher [Eğitimci Olarak Schopenhauer] başlığını verdi ve burada Schopenhauer’in kendisi için ne anlama geldiğini göstermeye çalıştı. Metafizik Nietzsche için her zaman yabancı bir felsefe disiplini olarak kaldı, ilgileri hiçbir zaman ona yönelmedi. Gerekli olan tek şey daha fazla hayat, duygu ve içtepinin sağlıklı özgürlüğüdür. Sonuncusu, en azından Nietzsche’nin tasvir ettiği biçimiyle, daha bilinçlidir ve daha yüksek bir gelişme aşaması olarak adlandırılabilir. Son aşama tam sekincilik, her türlü maddi ve düşünsel hayatın yadsınmasıdır. 1872’de Die Geburt der Tragödie’nin [Tragedyanın Doğuşu] yayımlandığı dönemde Nietzsche bir Schopenhauer takipçisiydi ve bunu açıklamaktan çekinmiyordu. Kitap kendisi için yeniydi ve hemen onu alıp eve götürdü. Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 4 / Kafes – John Perkins, Gündüz Vassaf: Tolstoy benim için sonsuz, derin bir okyanus, Dostoyevski gürül gürül akan bir şelale…, Shakespeare’de İnsan – İbrahim Yusuf Yavuz, Vietnam Günlüğü (ABD’nin Vietnam’da İşlediği Savaş Suçlarına Karşı Russell Mahkemesi) Mehmet Ali Aybar, Ölüm ve Zaman (La Mort Et Le Temps) – Emmanuel Levinas, Ekonomik Kriz Ve Sol – Greg Albo, Leo Panitch, Vivek Chibber. Okuyup bitirdiğinde Schopenhauer bir tilmiz daha kazanmıştı. In the case of his own archetypal hero, the hero’s end seems merely the mirror image of his career, an oblivion of resignation or death that follows an oblivion of violence. Bu kadar çok düşünce aşamaları içinde bir kimsenin etkisinin izini sürmeye çalışmak belki de tehlikeli bir girişimdir. İnceleyip araştırdıkları bir öğretiler toplamasından ibaret değildi. Deneme Schopenhauer’in teorilerini tekrarlamaktan çok, Nietzsche’nin kendi ifadesiyle, onun “fizyolojik etkisi”nin bir tasviridir. Ne var ki böyle bir özdeşleştirmeye karşı yöneltilebilecek şu iki esaslı eleştiri görmezden gelinemez. Sonuçta Schopenhauer’in kötümser öncülleri kabul edilir, fakat bunlardan çıkarılan sonuçlar reddedilir. The contrast here (and it's very clear in Nietzsche) is between Schopenhauer's preferred strategy of withdrawal (which Nietzsche calls denial of life, and similar things) and Nietzsche stand of life-affirmation. It brings tragedy, so to speak, closest to home. “You want if possible – and there is no madder ‘if possible’ – to abolish suffering; and we? Nietzsche: Untimely Meditations - November 1997. Öncelikle Nietzsche hiçbir zaman bu iki gücün sanat alanının dışına yayılmasını çağrıştıracak bir beyanda bile bulunmamıştır. Nietzsche bütün bunlara ve daha fazlasına inanır, ama bu yüzden hiçbir zaman umutsuzluğun doğurduğu eylemsizliği savunmayı düşünecek bir noktaya gelmemiştir. Güç ve dayanıklılık [salâbet] ve bunları kullanmaktan duyulan haz özgür bir insanın erdemleridir. Nietzsche’nin felsefi düşünceye en önemli katkısı esas itibariyle ahlaki bir karaktere sahip olduğundan başka yazarlarla ilişkilerinin ele alınıp irdelenmesi öncelikle ahlak sorunları açısından olmalıdır. Ahlaki hedef başkaları için değil, kişinin kendisi için hayattır. İradenin kişinin düşünce ve duyguları için bir temel olarak mevcudiyetini ayrıntılarıyla göstermeye dönük çok az bir çaba vardır. Les Nouveaux Chemins de la connaissance Date de diffusion : 10.12.2009 Invité : Clément Rosset (philosophe). Nietzsche bütün bunlara ve daha fazlasına inanır, ama bu yüzden hiçbir zaman umutsuzluğun doğurduğu eylemsizliği savunmayı düşünecek bir noktaya gelmemiştir. En çarpıcı olanlarından biri hakikate biçilen değerle ilgilidir. Nietzsche, Schopenhauer’in kanısını paylaştı: Müzik metafiziğin yerini alabilecekti. Arthur Schopenhauer yazarına ait tüm eserleri ve kitapları inceleyebilirsiniz. [605] Peşinde koşulmaya değer tek şey hakikat ve sadece hakikattir. The title of the first edition of his book, The Birth of Tragedy out of the Spirit of Music, was also influenced by Schopenhauer, for whom music differed from all the other arts in that it is not a copy of a phenomenon but the direct copy of the will itself. The inspired force of Nietzsche’s vision is mingled with a sense of nihilism: “Only after the spirit of science has been pursued to its limits,…may we hope for a rebirth of tragedy…I understand by the spirit of science the faith that first came to light in the person of Socrates—the faith in the explicability of nature and in knowledge as a panacea.”, Nietzsche would replace the spirit of science with a conception of existence and the world as an aesthetic phenomenon and justified only as such. Kalıcılığı meydana getiren şey diğer karakteristiklerin hiçbiri nazariitibara alınmaksızın tek başına iradeye yüklenir. Schopenhauer’in tersine Nietzsche’de ahlak için metafizik bir temel bulmak mümkün değildir, bu onun sisteminin doğasından kaynaklanır. Doğru, kitabın konusu Schopenhauer metafiziğiyle ilgili herhangi bir tartışmayı imkânsız hale getirmiştir, ama Nietzsche’nin o dönemden kalma not defterlerinden yayımlanmış seçkiler üstadının teorilerinin çoğunu kabul ettiğini göstermektedir; hatta bu açık ifadeler olmasa bile Geburt’tan çıkarılacak olan sonuçlar Schopenhauer’in etkisinin önemini göstermeye yetecektir. Ona göre her hata ölümcül bir zehirdir. Bu daha sınırlı anlamda iradenin Nietzsche ile Schopenhauer’de aynı olup olmadığı kolay kolay kategorik olarak cevaplandırılamayacak bir sorudur. Sonuncusu onun duygu gücünü tasarım formuyla örtmeksizin doğrudan iradeyi dışa vurur. Görüşlerini Nietzsche’nin kendi ismi tam olarak tasvir eder. wanting. Nietzsche’nin felsefi düşünceye en önemli katkısı esas itibariyle ahlaki bir karaktere sahip olduğundan başka yazarlarla ilişkilerinin ele alınıp irdelenmesi öncelikle ahlak sorunları açısından olmalıdır. Sonuncusu, en azından Nietzsche’nin tasvir ettiği biçimiyle, daha bilinçlidir ve daha yüksek bir gelişme aşaması olarak adlandırılabilir. Ahlaklılığı duygudaşlığın üzerine oturtmak her insanı, yegâne değer ölçütü hayatı daha kolay hale getirmek olan bir köle yapmak anlamına gelir. Kişinin kendi kişiliğinin gelişimi, kendisini ifade etmesi, her türlü sınırlamadan kendisini özgür hissetmesi iktidar arzusu için hem araç hem de amacın bir parçasıdır. In contrast to these resettings of received forms, Wagner, Verdi, and Bizet achieved a new kind of tragic power for Romanticism in the theme of the operatic love-death in, respectively, Tristan and Isolde, Aida, and Carmen. Be on the lookout for your Britannica newsletter to get trusted stories delivered right to your inbox. The drama’s exhibition of the phenomena of suffering individuals (Apollonian elements) forces upon the audience “the struggle, the pain, the destruction of phenomena,” which in turn communicates “the exuberant fertility of the universal.” The spectators then “become, as it were, one with the infinite primordial joy in existence, and…we anticipate, in Dionysian ecstasy, the indestructibility and eternity of this joy.” Thus, he says, there is a desire “to see tragedy and at the same time to get beyond all seeing…to hear and at the same time long to get beyond all hearing.”. Buna karşılık Schopenhauer bir metafizikçiydi. Kaale alınmaya değer yegâne varlık olan güçlü insan kader kendisine karşı olduğunda daha bir azimle savaşır. Instead of a dialogue between higher and lower worlds of morality or feeling (which take place even in Shakespeare’s darkest plays), Schopenhauer posits a succession of states as helpless in knowledge as in blindness. İradenin insan hayatındaki temel etmen olduğu varsayılır; ve her ne kadar açıklayıcı ve temel ilke olarak evrensel geçerliliği hakkında kısa bir açıklama sunulursa da bu tamamen ikinci derecede önemli bir mesele, bir kişilik unsuru olarak iradeyle ilgili daha önemli meseleyle yaşamsal bir bağı olmayan tali bir konudur. Daha çok iradenin ahlaki değerini tespit etmekle, iradenin dereceleriyle ahlakın dereceleri arasında ilişki kurmakla ilgilenir. Hiçbir şey sekincilikten Nietzsche’nin özellikle maddi biçimi itibariyle gücü Tanrılaştırmasından daha uzak değildir. Nietzsche and Schopenhauer clashed over more than just compassion. O, dünyanın saydam kalp atışıdır. İnsanın hedefi korkmaksızın çekinmeksizin kendini öne sürmektir ve onun önüne çıkan her şey acımasızca bir kenara itilmelidir. Ne var ki yukarıda da söylendiği gibi, bazı bakımlardan ortak noktalar kalmıştır ve her ne kadar bu uzlaşma noktaları Nietzsche daha büyük bir bağımsızlığa ulaştığı ölçüde sayıca azalmışsa da bütünüyle kaybolmamıştır. Bu duygu güçlendikçe her türlü çabanın beyhudeliği ortaya çıkar, her türlü arzu bastırılır ve hayatın kendisi düşünülmeye değer olmaktan çıkar. Özünde bu Schopenhauer’in görüşüdür ve kurulan bu koşutluğun yakınlığının Wille ve Vorstellung ile özdeşleştirme girişimini desteklediği söylenebilir. Onunla “yaşama iradesi” arasındaki koşutluğun yakınlığı bütünüyle bu iki ilkenin yorumuna dayanır. O umutsuz yaşamayı göze alacak kadar güçlüdür. Genel olarak Schopenhauer’in hep aynı soruları ele alıp tartışma fırsatı olmuş olsaydı her zaman aynı sonuca varacağı izlenimi her zaman elde edilir. It is “precisely the tragic myth that has to convince us that even the ugly and disharmonic are part of an artistic game that the will in the eternal amplitude of its pleasure plays with itself.” And, consummately: “we have art in order that we may not perish through truth.”, Musical dissonance was Nietzsche’s model for the double effect of tragedy. İradenin bireyselliğe ulaşma çabaları insanın bir parçasını oluşturduğu fenomenler dünyasının nedenidir. Apollon ile simgeleştirilen eğilim dışavurumunu deyiş yerindeyse bütün durağan sanatlarda bulur. Aslında Nietzsche’nin sanatsal ifade biçimlerinin hepsinde bulduğu ve Apollon ile Dionysos’un isimleriyle özdeşleştirdiği iki güç ya da eğilimin Schopenhauer’in Wille ve Vorstellungundan hiç de farklı bir yanının olmadığını göstermeye dönük bir girişimde bulunulmuştur. Sonuçta Schopenhauer’in kötümser öncülleri kabul edilir, fakat bunlardan çıkarılan sonuçlar reddedilir. ər /; German: [ˈaʁtʊʁ ˈʃoːpn̩haʊ̯ɐ] (); 22 February 1788 – 21 September 1860) was a German philosopher.He is best known for his 1818 work The World as Will and Representation (expanded in 1844), which characterizes the phenomenal world as the product of a blind and insatiable metaphysical will. Vom Nutzen und Nachteil der Historie für das Leben, 1874 (Tarihin Yaşamımıza Etkisi) Schopenhauer als Erzieher, 1874 (Eğitmen Olarak Schopenhauer) Richard Wagner Bayreuth'da, 1876; İnsanca Pek İnsanca. To explain tragic myth, the first requirement is to seek the pleasure that is peculiar to it in the purely aesthetic sphere, without bringing in pity, fear, or the morally sublime. Yazar: Timothy J.Madigan Çeviri: Akın Ayberk. Dünyanın kötü olduğuna ve sefaletin her yerde kol gezdiğine kuşku yoktur. Hayat arzusu ve iktidar tutkusu zaman zaman birbiriyle çatışır; bunlar her zaman aynı değildir. Nietzsche rejected such … Bu daha sınırlı anlamda iradenin Nietzsche ile Schopenhauer’de aynı olup olmadığı kolay kolay kategorik olarak cevaplandırılamayacak bir sorudur. Garip bir anne ile anlaşamadığı bir kız kardeşe s… O en kâmil manada kendisini savaşçıda dışa vurur. Büyük bir sertlikle Schopenhauer’in görüşlerinin çoğunun aksini ispat etmeye çalışmış, ama bunu yaparken kendisi için her zaman değerli bir hasmın mevcudiyetinin farkında olmuştur; tenkitleri hiçbir zaman küçümseyici olmamıştır. Email adresine yeni bir şifre gönderilecek. Hakikate dair bir bilgi değerli olan pek çok şey için ölümcül olurdu. İstenirse aralarındaki mesafe alabildiğine açılabilir, istenirse kolaylıkla birbiriyle telif edilebilir; her iki yöntemin kendince haklı sebepleri vardır. Schopenhauer, Alman felsefe dünyasındaki ilklerdendir ve dünyanın anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğunu söyleyerek dikkatleri çekmiştir. Bizim için hayatı anlamlı kılan aklın, sanatın, bütün duygu ve duyarlıkların gelişimi yanlış fikirlere dayanır. His reason, almost too grim to record, is that it provides the widest possible play to the destructive manifestations of the will. Duygudaşlığı temel erdem yapmak yerine o bunu kusur ya da zayıflıkların arasına koyar ve onu savunabilecek düşünürler için hakaretamiz tabirler bulmakta zorlanır. Nietzsche gerçekten değerli olan şeyin ne olduğu sorusunu her zaman sordu ve gelişiminin farklı aşamalarında dünya ona farklı yönlerden göründüğü için doğal olarak birbiriyle çelişen cevaplar verdi. The Dionysian element is a sense of universal reality, which, according to Schopenhauer, is experienced after the loss of individual egoism. This pessimistic description of life, however, was not an end point for Nietzsche but rather an ideal beginning for his counternihilistic philosophy. Nietzsche claimed that on reading the opening line of Schopenhauer’s The World as Will and Representation (i.e. Anticipating contemporary deconstructive readings of philosophical texts, Georg Simmel pits the two German masters of philosophy of life against each other in a play of opposition and supplementation. O dünyanın durumunun farkındadır, yanılsamaların kurbanı olmaz, fakat bizzat önüne çıkan engellerin çokluğu ona kötülüğün üstesinden gelmede kendi gücüne güvenme bakımından ateşli bir neşe verir. Tragedy would enjoy a prominent propagandistic place. An exceptionally well done combination of exposition and commentary on both Schopenhauer's and Nietzsche's philosophies. O kuşku korku duymaksızın bu güce ve onu kullanma iradesine sahipti. An exceptionally well done combination of exposition and commentary on both Schopenhauer's and Nietzsche's philosophies. En azından irade ancak irade üzerinde müessir olabileceği için dünyanın basit tabirlere tek mümkün ircasının iradenin her yerde hazır ve nazır olduğu varsayımında bulunabileceğini söyler. He says that the events of a tragedy are “supposed” to discharge pity and fear and are “supposed” to elevate and inspire by the triumph of noble principles at the sacrifice of the hero. Includes [4] p. of advertisements at end. Kendi başlarına hiçe yakın olan fenomenlerin ne kadar farklı biçimlere büründüklerinin önemi yoktur. Download. Schopenhauer onlar için ideal filozofun ete kemiğe bürünmüş hali, neredeyse kişisel ilişkiye girdikleri bir dosttu. [603] Bireyleşme tikel fenomenler ile irade arasında bir orta konumu işgal eder görünen bu bilinçdışı tasavvurun, evrensel kavramları oluşturan ilkenin sonucudur. Savaşçı önüne çıkan bütün engelleri güç ve kuvvetini kullanarak ezip geçer. (Türkçe altyazılı), Filozof İoanna Kuçuradi: “Bir adaya düşsem yanıma ‘Küçük Prens’ kitabını alırım.”, Simone de Beauvoir: Kadın Doğulmaz, Kadın Olunur! Kaynak: Christopher Janaway, ed., Cambridge Companion to Schopenhauer CUP, 1999. Aslında uzlaşmaya benzer bir durum içinde oldukları tek saha estetiktir. Schopenhauer is best known for his pessimism and his misogyny: “no rose without a thorn, but many a thorn without a rose.” His personal favorite philosopher was Kant and Schopenhauer’s metaphysics picks up where Kant’s leaves off. In opera, servile imitation of nature is dispensed with…here is…the avenue by which the ideal can steal its way back into the theatre. Nietzsche und Schopenhauer (Vorlesungen) (Moritz Schlick. Nietzsche’s The Birth of Tragedy out of the Spirit of Music (1872) was deeply influenced by Schopenhauer. Schopenhauer und Nietzsche: Georg Simmel: Amazon.com.tr Çerez Tercihlerinizi Seçin Alışveriş deneyiminizi geliştirmek, hizmetlerimizi sunmak, müşterilerin hizmetlerimizi nasıl kullandığını anlayarak iyileştirmeler yapabilmek ve tanıtımları gösterebilmek için çerezler ve benzeri araçları kullanmaktayız. You have entered an incorrect email address! Ekim 1865 ile Ağustos 1867 arasındaki bir dönemde, o zaman henüz Leipzig Üniversitesi’nde bir filoloji talebesi olan Friedrich Nietzsche bir eskici dükkânında Die Welt als Wille und Vorstdlung’un bir nüshasını buldu. Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman bir filolog, filozof, şair, kültür eleştirmeni ve besteci nitelikleriyle tanımlanmaktadır. Kaale alınmaya değer yegâne varlık olan güçlü insan kader kendisine karşı olduğunda daha bir azimle savaşır. Edition Notes Fisher Walsh copy: Pages i-ii (half t.p.) – it really does seem that we would rather increase it and make it worse than it has ever been!” Nietzsche, Beyond Good and Evil Kötülük nefes aldırmayabilir, ama insan onunla mücadele ettiği sürece hayat güzeldir. Onun gözünde bu bir zayıflık alametidir, bu hissi duyan için de onun muhatabı olan için de bu bir yüz karasıdır. Ayrıca Schopenhauer, Nietzsche 'nin ilk akıl hocasıdır. Schopenhauer’in tersine Nietzsche’de ahlak için metafizik bir temel bulmak mümkün değildir, bu onun sisteminin doğasından kaynaklanır. Nietzsche ve Schopenhauer’in ahlak ülküleri, farklı ahlaki niteliklere biçtikleri değer kadar ve aynı şekilde birbirinden açık biçimde farklıdır. His conception of the Apollonian is the equivalent of what Schopenhauer calls the individual phenomenon—the particular chance, error, or person, the individuality of which is merely a mask for the essential truth of reality which it conceals. [605] Peşinde koşulmaya değer tek şey hakikat ve sadece hakikattir. Özünde bu Schopenhauer’in görüşüdür ve kurulan bu koşutluğun yakınlığının Wille ve Vorstellung ile özdeşleştirme girişimini desteklediği söylenebilir. Ne var ki böyle bir özdeşleştirmeye karşı yöneltilebilecek şu iki esaslı eleştiri görmezden gelinemez. The traditional categories of tragedy are nearly destroyed in the deepened subjectivities of Romanticism of the 19th-century German philosophers, Arthur Schopenhauer and his disciple Friedrich Nietzsche. Schopenhauer hayatta veya ölmüş olsun yerleşmiş otoriteye karşı çıktığı noktada büyüyen adamdır; ve Platon ve Kant dışındaki filozofların sistemlerinde övülecek pek az şey bulabilmiştir. O her zaman her yerde boyun eğmek nedir bilmeyen ateşli bir savaşçıdır. Schopenhauer und Nietzsche hielten auch nichts davon, den Tod auszuklammern und sich dem faden, banalen, müden, schlaffen und heimeligen Dasein der durchschnittlichen Menschen hinzugeben, mit ihren Ängstlichkeiten, Ablenkungsmanövern und ihren kleinbürgerlichen Versuchen, sich ein niedliches, glückliches Leben zu erschaffen. Kendi sistemi daha belirgin bir şekle büründükten sonra Nietzsche ustasına duyduğu derin ve içten sadakati terk etti, hatta Schopenhauer’in bir zamanlar kendisi için sahip olduğu derin anlamın açıklamasının kendi doğasında bulunacağını hissetmeye başladı. Both fate and humanity represent one and the same will, which lives and appears in them all. Hayat ıstırap ve kederle doludur, bunun için ne bir yardım ne bir umut vardır; gelecek şimdi ve geçmiş kadar karanlıktır. Bütün deneme öylesine coşku dolu bir ruhla kaleme alınmıştır ki okur ister istemez Schopenhauer’in felsefe tarihindeki en büyük isimlerden biri olduğunu hissedecektir. Ama Schopenhauer, “özgür insan iradesi” ile “zorunlu evren iradesi” arasındaki savaştan insan iradesinin galip çıkacağı konusunda hiçbir iyimserlik beslemez. Nietzsche, büyük hocası Schopenhauer’i onun görüşlerine meydan okuyarak ve dolayısıyla kendi benzersiz felsefesini yaratarak onurlandırdı. His “will” becomes a synonym for all that is possessed and necessity-ridden. The two elements of tragedy, says Nietzsche, are the Apollonian (related to the Greek god Apollo, here used as a symbol of measured restraint) and the Dionysian (from Dionysus, the Greek god of ecstasy). Eğer “yaşama iradesi” ve “iktidar iradesi” çok keskin hatlarla belirginleştirilmiş olarak ele alınacak olursa aşikâr ki bu iki tabirin anlam bakımından birbiriyle özdeş olmadığı görülecektir. Yine de “yaşama iradesi” zorunlu olarak güç kullanımını ve güce ulaşma çabasını içine alır. Basitleştirmeyi tamamlamak için ruhun bütün dürtülerinin iradenin tek formunun, “iktidar iradesi”nin farklı tezahürleri olduğunu varsaymak yeterlidir. Eğer bir kıymetleri varsa bu varoluşu desteklemelerinin derecesinde aranmalıdır. Onun hayat karşısındaki tavrı “trajik bir iyimser”in tavrıdır. Bu genel yaklaşımdan daha belirli teorilere geçilir geçilmez Nietzsche ile Schopenhauer arasındaki farklılıklar sayıca benzerlikleri kat kat geride bırakan noktaya ulaşır. Baran Baki. Nietzsche aynı ayrımı iki sanat eğilimiyle ilgili olarak yapmıştır. Nietzsche ve Schopenhauer arasındaki tam bir uzlaşmayı çoğu kez ele alınan konuların doğası imkânsız kılar. Schopenhauer’s description has limited application to tragic denouements in general. Apolloncu eğilim bir düş, Dionysosçu eğilim bir derin coşku ya da sarhoşluk halidir. Nietzsche aynı ayrımı iki sanat eğilimiyle ilgili olarak yapmıştır. Ona göre her hata ölümcül bir zehirdir. Tilmizlik gayretiyle kendi fikirlerini başka sözcüklerle ifade etti, hatta Schopenhauer’in formlarından yararlanırken dahi onlara farklı bir muhteva yükledi. There is rather the strife of will with itself, manifested by fate in the form of chance and error and by the tragic personages themselves. In Schopenhauer’s The World as Will and Idea (1819), much more than the social or ethical order is upturned Buna karşılık Dionysos’un simgelediği eğilim müzikle ilgili sanatlar ile lirik şiir ve özellikle müziğin kendisi gibi duygusal sanatları içine alır. Doğal olarak Nietzsche ve Schopenhauer felsefelerinin konusu çoğu zaman birbirinden farklıydı. Ne var ki burada bile iki düşünürün ele aldığı konular kural olarak farklıdır, fakat Nietzsche’nin yazılarındaki Schopenhauerci ruh yine de aşikârdır. Schopenhauer’den farklı olarak Nietzsche hiçbir yerde teorisinin kozmolojik yanıyla ilgili ayrıntılara girmez, bütün dikkatini iradenin insan hayatında her zaman her yerde mevcudiyetini göstermeye hasreder, çünkü “iktidar iradesi” insan hayatında sadece her türlü varoluşu açıklayan bir ilke değil, fakat değer ölçütü olarak da ortaya çıkar. Her biri yazınsal etkinliğinin bütünü boyunca Nietzsche’nin dikkatini meşgul etmiş soruya, yani gerçek kültürün özü, ya da onun için aslında aynı şey demek olan par excellence değerli olan şey sorununa bir cevap sunar. Çözülmesi gereken sorun onun varlığıyla değil, fakat daha çok doğrultusu ve kapsamıyla ilgilidir. Nietzsche: Tüm psikoloji, şimdiye dek, ahlaksal önyargılara ve korkulara takılıp kalmış. Dostlarının inançlarını değiştirmede başarılı oldu ve hep birlikte rehberlerine saygıda kusur etmeyen bir topluluk oluşturdular. Diğer canlılarla belli ölçüde bir mücadele ve onların üstesinden gelmede belli ölçüde bir başarı olmaksızın bir hayat tasavvur edilemez. “Bir filozofun önemi,” der, “kendine özgü öğretilerinden çok gerek kitaplarında gerek hayatında sergilediği örneğe dayanır; çünkü bir filozof sadece büyük bir düşünür değil, fakat samimi ve hakiki bir insandır ve Schopenhauer bu güçlü nitelikler bakımından seçkindir.” O insanlara hayatın ne anlama geldiğini ve gerçek bir kültürün temellerinin ne olduğunu gösterir.